Söke ve Çevresi İçin Alarm Raporu İTÜ’den

  • Alptekin Çınar
  • 11 Kasım 2020
  • Yorumlar Kapalı

İTÜ, İzmir Deprem Raporu’nu açıkladı: Deprem, Kuşadası civarındaki faylarda stresi artırmıştır

İTÜ tarafından, İzmir depremine ilişkin saha çalışmalarının ardından değerlendirme raporu hazırlandı. Raporda, “Deprem, Kuşadası civarındaki faylarda stresi artırmıştır” denildi.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 30 Ekim 2020 günü saat 14.51’de gerçekleşen ve merkez üssü Ege Denizi’ndeki Sisam Adası’nın 8 km kuzeyi olan depremin ardından, saha çalışmalarına yönelik değerlendirme raporu hazırladı.

Raporda, “Büyük can kayıpları yaşamamak için, ülkemizde ve özellikle megakent İstanbul’da mevcut binaların deprem güvenliklerinin hızlı değerlendirme yöntemleriyle süratle belirlenmesi, ucuz ve kolay uygulanabilir güçlendirme yöntemleri kullanılarak zaman kaybetmeden güçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.” denildi.

İzmir’de yaşanan depremin ardından, İTÜ Rektörlüğü’nün görevlendirdiği Prof. Dr. Ali Deniz, Prof. Dr. Ercan Yüksel, Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik ve Prof. Dr. Ziyadin Çakır, 31.10.2020 ve 01.11.2020 tarihlerinde İzmir’de öninceleme yaparak yapısal hasarların ve göçmelerin nedenlerini yerinde değerlendirdiler.

İnceleme sonrasında, İTÜ öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Prof. Dr. Elif Serter, Doç. Dr. Hasan Yıldırım ile Dr. Ahmet Güllü’nün katkılarıyla “30 Ekim 2020, İzmir Depremi Değerlendirme Raporu”nu hazırladılar.

Raporda; bölgede yaşanan depremi derinlemesine ele alan teknik bulguların yanı sıra, binalarda oluşan göçme ve hasarların nedenlerine ilişkin gözlemler, tespitler ve öneriler de yer alıyor.

RAPORDA ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR

Sürekli güncellenen deprem yönetmeliklerimiz her dönemde yeterli olmuştur. Yaşanan sorunların kaynağında çok defa sahadaki üretimin kontrolsüz ve yetersiz olması yatmaktadır. Müteahhitlik ve yapı denetim sistemlerinin süratle gözden geçirilerek iyileştirilmesi; en ucuz olanın değil, güvenli ve kaliteli hizmetin talep edilmesi gerekmektedir. Konut ve işyeri binalarının inşasında yetkin kuruluşların tercih edilmesi; bina kiralamada ve satın alımında sigorta şirketleri ve müşavirlik firmaları devreye sokularak, bina güvenliğinin sorgulanması sağlanmalıdır.

Tasarım, şantiye ve yapı denetim mühendislerinin meslek içi eğitimlerle sürekli güncel tutulması, usta ve kalfalar için uygulamalı eğitim programları düzenlenmesi çok önemlidir.

Sisam Adası’nın kuzeyinde denizde kırılan fay, Bayraklı başta olmak üzere İzmir’de önemli hasarlar oluştururken, şehrin altından veya daha yakınından geçen fayların kırılması çok daha büyük kayıplara neden olabilecektir.

Bu deprem bize bir kez daha göstermiştir ki, bina stokumuzun önemli bölümünün deprem güvenliği yetersizdir. Özellikle büyük şehirlerde yoğun nüfusun yaşadığı beş-altı katlı “gecekondu apartmanlar” yüksek risk taşımaktadır. Büyük can kayıpları yaşamamak için, ülkemizde ve özellikle megakent İstanbul’da mevcut binaların deprem güvenliklerinin hızlı değerlendirme yöntemleriyle süratle belirlenmesi, ucuz ve kolay uygulanabilir güçlendirme yöntemleri kullanılarak zaman kaybetmeden güçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.

Yaşanan bu depremin olası İstanbul depremiyle doğrudan ilişkisi olmasa da, bu büyüklükteki depremlerle her an karşılaşabileceğimizi unutmamamız ve deprem zararlarının azaltılması çalışmalarını hızlandırmamız gerekmektedir.

Deprem Aktivitesi 30.10.2020 tarihinde, saat 14:51:24’te Sisam Adası’nın 8 km kuzeyinde, denizde, Sisam Adası ile Kuşadası Körfezi arasında yer alan yaklaşık uzunluğu 40 km olan normal fay zonunda, 16 km derinde, Mw 6.9 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşmiştir.

Bölgenin tektonik yapısı ve fayların uzunlukları dikkate alındığında, depremin gerçekleştiği fayın üzerinde daha büyük bir deprem olma ihtimali yoktur. Ege Denizi içinde bulunan aktif faylar hakkında bilgiler teknik olarak çok az olup, bu fayların üzerinde oluşabilecek depremler hakkında Türk karasuları dışında kalan uluslararası sularda yeterli bilimsel araştırma bulunmamaktadır.

Sadece mikro depremlere dayanarak Mw 7.0’den büyük bir deprem olacağına dair bir aktivite görülememektedir. Bu deprem serisi Sisam Adası’nın kuzeyinde yer alan fayların üzerinde gittikçe sönen artçı sarsıntılarla nihayete erecektir. Bu fay dışında kalan alanlardaki fayları etkileyip etkilemeyeceği konusundaki fikir beyanları spekülasyondan ibarettir.

Deprem öncesi ve sonrasında çekilen Avrupa Uzay Kurumu’na ait Sentinel radar uydusu görüntüleri InSAR yöntemi kullanılarak incelenmiştir, Yapılan gözlemler ve modelleme çalışmaları depremin İzmir’in yaklaşık 70-80 km güneyinde bulunan Sisam adası açıklarında meydana geldiğini teyit etmektedir.

Deniz tabanında doğu-batı yönünde uzanan ve yaklaşık 40 km uzunlukta olan bir fay parçasının kırıldığını göstermektedir.

Depremin, Sisam Adası’nın Seferihisar’a bakan kuzey bölümlerinde yaklaşık 10 cm’nin üzerinde yükselmeye neden olduğu gözlenmektedir.

60 cm’ye kadar ulaştığı tahmin edilen çökme neredeyse tümüyle denizde meydana gelmiştir.

Adanın doğusuna bakan Ege kıyılarımız boyunca birkaç cm’ye ulaşan kısmi çöküntüler gözlenmiştir.

Deprem, özellikle Kuşadası civarında bulunan mevcut faylar üzerindeki stresi önemli miktarda arttırmıştır

Geri «
İleri »